Babil Kulesi Bulundu Mu?

Borsippa Kulesi

Tanrı’nın insanların dillerini karıştırdığı Babil Kulesi bugün nerede? Bulundu mu acaba?

Kutsal Kitap’taki Babil Kulesi Hikayesi

Yaratılış 11 bölümü bütün insanların tufandan sonra birlikte göklere uzanan bir kule inşa ettiğini şöyle anlatır:

1 Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırlardı. 2 Doğuya göçerlerken Şinar bölgesinde bir ova bulup oraya yerleştiler.

3 Birbirlerine, “Gelin, tuğla yapıp iyice pişirelim” dediler. Taş yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar. 4 Sonra, “Kendimize bir kent kuralım” dediler, “Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız.”

Yaratılış 11:1-4

Neticesinde Rab dillerini karıştırıp, insanları yeryüzüne dağıtarak bu işi durdurdu.

7 “Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar.” 8 Böylece RAB onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımını durdurdu. 9 Bu nedenle kente Babil adı verildi. Çünkü RAB bütün insanların dilini orada karıştırmış ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıtmıştı.
Yaratılış 11:7-9

Bu ayetlere göre Şinar bölgesinde (eski güney Mesopotamya, modern İrak) bir ovada tuğlayla yapılan ama bitirilmemiş bir kule durdu. Kalıntı hala var mı diye araştırmarcılar ve arkeologlar uzun süre merak ediyorlardı. Kazılar birkaç olası yeri ortaya çıkardı. Ama bundan biri özellikle göze çarpıyor.

İrak’ta Borsippa Kulesi

Babil antik kentinin 20 kilometre güneyinde geniş bir ova ortasında tek bir höyük duruyor. Kazılarda geniş ve yüksek bir zigurat (eski günlerde genelde “kule” adlandırılan katlar halinde yükselen basamak piramiti) ortaya çıkarıldı: Borsippa Kulesi.

Piramiti ve çevresini kazarken silindir biçiminde arkeolojik bir eser keşfedildi: Birs Silindir. Üzerindeki yazıtta Babil kralı Nebukadnessar II (MÖ 605-562) kuleyi restore etmesini, genişletmesini ve nihayet bitirmesini açıklar. Bu Nebukadnessar, Yahudileri Babil esaretine götüren ve Daniel kitabında adı geçen kralla aynı kişidir. Silindir şöyler yazıyor:

Ben Babil Kralı Nebukadnessar’ım... yüce efendim beni güçlendirdi ve binalarını onarmam için beni teşvik etti... Babil Kulesi’ni yaptım ve bitirdim... Borsippa Kulesi eski bir kral tarafından inşa edilmişti. 42 [arşın?/basamak?]’ı tamamlamıştı. Ama başını tamamlayamadı; zamanla harap olmuştu... yağmur ve ıslaklık tuğlaların içine işlemişti; yanmış tuğlanın kaplaması dışarı fırlamıştı... Yüce lordum Merodach, kalbimi binayı onarmaya yöneltti. Sitesini değiştirmedim, kuruluş platformunu da bozmadım; ama şanslı bir ayda ve uğurlu bir günde yeniden inşayı üstlendim… Onu inşa etmek ve zirvesini tamamlamak için elimi koydum. Eski zamanlarda olduğu gibi, yapısını da öyle inşa ettim….

Asurolog Julius Oppert silindirin bazı satırları için farklı çeviri öne sürdü. Ona göre daha doğrusu şöyle okunmalı:

… Babil’in en eski anıtı; Yaptım ve bitirdim... Eski bir kral yaptırdı, 42 çağ önce olduğunu sanıyorlar. Ama başını tamamlayamadı. Çok eski zamanlardan beri, insanlar düzensiz sözler ifade ederek onu terk etmişlerdi….

Hangi çeviriyi tercih ederseniz edin Kutsal Kitaptaki Babil Kulesi anlatımıyla benzerliği tartışılmaz. Nebukadnessar Şinar’da bir ovada bitirilmemiş, terk edilmiş ve artık harap bir kuleden söz ediyor. Nebukadnessar’ın günlerinden o kadar uzun süre önce inşa edildi ki aslen yaptıran kralın ismi zamanla kaybolmuştu. Kutsal Kitapta da kulenin asıl yapıcısı ismiyle anılmıyor. Halbuki inşaat emrini veren kişi Babil diyarına hükmeden ilk kral Nemrut sanılır (Yaratılış 10:10). İlginçtir ki Arkeologlar (örneğin alanda ilk kazıları yürütten Henry C. Rawlinson) Borsippa Kulesine ilk kazılardan bu yana “Birs Nimrud” (Nemrut ziguratı) derdi.

Arkeolojik analizler binanın üst katmanlarının gerçekten Nebukadnessar’ın dönemine ait olduğunu onaylamakla beraber, höyüğün derin katmanlarının, yani orijinal yapının, MÖ 3. binyıla tarihlendiğini gösterdi - Kutsal Kitabın tufanı, Nemrut’un hükümdarlığını ve Babil Kulesinin inşa edilmesini yerleştirdiği tam aynı dönemde.

Buna ek olarak, Nebukadnessar’ın günlerinde Borsippa Kulesi başka bir adında bilindi. Babil yazılarının çoğunda E-temen-niggur denir ki “cennetin ve dünyanın temelinin evi” anlamına gelir. Bu da İncil’in “göklere erişecek” Babil Kulesi hikayesini yansıtıyor. Sonra Grek imparatorluğu döneminde tamamen bilinmemiş bir sebeple "Dil Kulesi" adlandırıldı. Dillerin karıştırıldığı yer burası olduğu için mi bu isim seçilmiş olabilir?

Sonuç

4000 yıldan fazla bir süre önce bir olayın tam olarak nerede meydana geldiğini tespit etmek zor bir iştir ve tamamen kuşkusuz bir cevap verilemez. Ama Babil Kulesi vakasında belirli bir konuma işaret eden birçok ipucu var: Borsippa Kulesi Höyüğü.

Ulusların Tanrı’ya karşı isyan ettiği ve Tanrı’nın dilleri karıştırdığı yer herhalde bu yerdi. Bugüne dek gezilebilir, dokunulur bir yer (alanın etrafındaki çitler dışında). Bugüne dek Tanrı’ya isyanın ağırlığına, Kutsal Kitabın güvenilirliğine ve Rab’bin müthiş mucizelerine tanıklık eder.



Ana fotoğraf: Ruins of the ziggurat and temple of the god Nabu at Borsippa, Babel Governorate, Iraq. 6th century BC © Osama Shukir Muhammed Amin FRCP(Glasg), CC BY-SA 4.0

Yorumlar